Daha İyi, Daha Sakin, Daha Mutlu!

Bir Duygusal Manifestör ve Human Design öğretmelerinden Alokanand Diaz bunu öz olmayan teması ÖFKE olan biri olarak şöyle açıklıyor:

"Koşullandırmalardan arınma öfkemi ortadan kaldırmak için değildi.  Öfkemi bugünden itibaren taze kılmaktı, çocukça öfke değil.  Hiçbir şey için olan bir öfke değildi. Çok netti, çok açıktı ve şu ya da bu konuyla ilgiliydi.  Ve bu kişiye karşı.  Hayata kızgın değildim.  İnsanlığa kızgın değildim.  Kendime de kızgın değildim.  Sadece bir şeyler olduğu için kızgındım.  Böylece sorunun asla öfke olmadığını fark ettim.  Öfkemdeki netlik eksikliği, öfkemi kucaklamaktan, "Evet öfkeliyim" demekten duyduğum korku, eksik olan buydu.  O andan itibaren herhangi bir yerde, herhangi birine karşı öfkeli olma korkumu kaybettim.  Ve yeni bir şey başladı, öfkenin de açık olduğunda beni tanımlayan bir şey olduğunu fark ettim.  Ama öfke kötü bir şey değil.  Öfke yanlışları yok etmek, doğru olmayanı yok etmek için vardır.  Öfkemi kucaklamaya başladığım an, öfkelenmek ve sonra sakinleşmek çok kolay oldu."

- Alokanand Diaz 

Hayatta kalmak için güneş ışığına ihtiyaç duyan bir bitki gördüyseniz, ışık yönünde büyüyerek nasıl uyum sağladığını görmüş olabilirsiniz. Güneş ışığından bağımsız olmaya ısrar etmez, böyle bir karar vermez ya da mevcut ışık tarafından kontrol edilmeyeceğini kanıtlamak için yönünü değiştirmeyi gururla reddetmez. Farklı türde bir yaratık olmaya ya da güneşi hareket ettirmeye çalışmaz. Eğer ışık yoksa ve hayatta kalamıyorsa, bunun yaşamaya layık olmadığı için olduğunu ya da güneşi hareket ettirebilmesi gerektiğini düşünmez.

Belki de bizim doğamız da aynıdır. Eğer onu tanıyabilirsek, yaşam koşullarıyla doğal bir şekilde başa çıkmasına izin verebiliriz. Deneyimlerimizi olduğu gibi görebilir, hissedebilir ya da yolumuzu bulabiliriz. Kolektif olarak koşullandırılmış fikirlerin ve kendi zihinsel değerlendirmelerimizin algımıza ve bedenlerimizin zekâsına müdahale ettiği bir dünyada bu kolay bir süreç değildir.

İstediğimizi düşündüğümüz şeyi elde etmek, rahatsızlıktan kaçınmak, statü veya başarı kazanmak ya da kendimiz ve/veya başkaları için anlamlı olduğunu düşündüğümüz bir yaşam yaratmak için ruhsal sistemleri veya farkındalık tekniklerini kullanmak cazip gelebilir. İstediğimizi düşündüğümüz şeylerin birçoğu, olduğumuz halimizle kendimizin doğasında ve daha da ötesi yaşamda yanlış bir şeyler olduğuna dair altta yatan bir inançtan kaynaklanır. Bir öğreti olarak Human Design, her özelliğin tam kutupluluğunu kucaklar.

Tanımları bilmek aynı zamanda Tanımsızları da bilmektir. Her duygusal yükseliş için bir alçalma vardır. İlham zamanlarına, boşluk veya sessizliğin nadas dönemleri serpiştirilmiştir. Bu kutuplardan her zaman hoşlanmayabiliriz, ancak bunları takdir etmeye ve kabul etmeye başlayabilir, değerlerini ve doğru bağlamdaki yerlerini tanıyabiliriz.

Bazılarımız daha çok çalışmak ve işleri daha iyi hale getirmek için tasarlanmıştır. Bazılarımız duygusal olarak yoğun ve genellikle gergin. Birçoğumuz istediğimizden çok daha uzun süre beklemek üzere tasarlandık. Bazılarımız bizi mutlu eden şeylerin peşinden gitmek üzere yaratılmış. Bazılarımız kendilerini genellikle dışlanmış hisseder. Bazılarımız doğuştan inatçıdır ve mücadelemizde büyük bir amaç bulabiliriz. Çoğu zaman, gerçeğin neyi ortaya çıkarabileceğini gerçekten görmeden önce ne olduğumuz gerçeğine direnmeye koşullandırılmışızdır. Bazen öğrenene kadar bilemeyiz. Bazen kendimizi çok fazla, çok hızlı değiştirmeye veya geliştirmeye çalışmak, içinde ne olduğunu görmek için gerçekten açmadan önce çamura bulanmış bir hediyeyi reddetmeye benzer.