.
Kendine verebileceğin en büyük hediye, kendin olabilmene izin vermektir.
Özünden yani kendin gibi yaşayabilmenin nasıl olabileceğini Human Design penceresinden günlerce anlatabilirim. Fakat şimdi Human Design’a göre öz-olMAyan hallerden yaşamanın ne olduğuna bakalım mı?
- Peki sence öz olmayan halin kötü bir şey mi?
-Tabiki Hayır.
- E o zaman iyi bir şey mi?
-Ona da Hayır.
Sadece öyle, olduğu gibi. Kabul edebilirsen ve farkındalığına getirebilirsen ne ala.... İkisiyle de birlikte yaşadığımız, ikisi birlikte bu bedendeyken var olduğumuz hallerimiz en güzeli.
Öz olmayan hallerin düşmanı değildir; gerçek benliğini keşfetmen için bir davettir.
Gerçek doğamızla uyuşmayan yönlerimiz (Human Design'da “öz-olmayan” olarak bilinir) kınanacak bir şey değil, aksine kendimizi keşfetmek için bir fırsattır bu taraflarımız. Bu yönlerimizi kucaklamak ve anlamak büyümemizi ve gelişmemizi sağlar. Kendimize gerçekten olduğumuz kişi olma izni vererek, kendimizi toplumsal beklentilerin yükünden kurtarır ve bir olasılıklar dünyasının kapılarını açarız. Öz olmayan hallerimiz de bizim bir parçamızdır. “Öz-olmayan” terimi, zihnin doğru olmayan bir şekilde ‘ben’ olarak tanımladığı parçamızı tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bazıları bu terimi kötü bir şey olarak yanlış yorumlayabiliyor. “Ah bu senin öz-olmayan tavırların yok mu” ya da ‘ah bu benim öz-olmayan hallerim çok gereksiz’ denebiliyor. yani o ya da ben kötü ya da yanlış bir şey yapıyorduk gibi bir algı oluşuyor.
Benzersiz bir bakış açısına sahip olmak üzere tasarlandın. Farklılıklarını onurlandır ve bireyselliğini kucakla.
Öz-Olmayan hallemiz ile yanlış özdeşleşen zihindir. Zihnimiz bu halden davranışlarımızı kişiselleştirir ve kötü olarak yargılar. Gerçek şu ki, Öz Benlik ve Öz Olmayan Benlik 'ben'dediğimiz bu bedenlerde, bir olarak birbiriyle harmanlaşmıştır. Kolaylıkla “tanımlı olan - renkli alnalar” (gerçek benlik) ve “tanımsız- beyaz alanlar” (öz-olmayan) diyebiliriz. Ancak gerçekte bu iki parça birbirinden ayrılamaz; Öz-Benlik hem tanımlı hem de tanımsız parçalarımızın sağlıklı bir şekilde bir arada var olmasıdır. Bunlar bir bütündür ve yalnızca zihnimizin biz olanla olmayan arasında ayrım yapmaya başlayabilmesi için ayrı parçalar olarak ele alınırlar. Neyin biz olduğunu ve neyin biz olmadığını ayırt etmeyi öğrenerek elde etmeye çalıştığımız şey, çarpıtılmış bir bütünden ziyade sağlıklı bir bütündür.
Unutmamamız gereken en önemli konu Strateji ve Otoritemizin hayatta sahip olduğumuz en kıymetli aracımız olduğudur ve zihni by-pass edip, zihni aşan karar verebildiğimiz araçlarımızdır. Stratejimize ve Otoritemize teslim olmak demek beden bilincimize , bedenin bilgeliğine teslim olmaktır, kararlar alırken yaşamlarımızı kendimiz gibi yeniden düzenlememize ve kendimiz olarak yaşamamıza olanak tanır. Human Design sayesinde elimize aldığımız kullanım kılavuzumuz, koşullanmalardan arınma / özgürleşme ve uyanma yolculuğu sağlar bize. Koşullanmalarımızdan arındıkça, yaşamamız gereken hayatı yaşamaya başlarız ve hayatı tanımsızlığımızla olması gerektiği gibi kabul ederiz. Tanımımızı ve sağlıklı tanımsızlığımızı çarpıtmadan tamamen bütünleştiren bütünsel bir yaşam sürmeye başlarız. İşte özgürlük budur! Ve bir kez bu mevcudiyet durumuna eriştiğimizde, başkalarıyla paylaşabileceğimiz temiz ve berrak bir “Dış Otorite” potansiyeline sahip oluruz.
Öz Olmayan (tasarımımızdaki beyaz alanların nasıl yanlış yorumlandığı) için bir terim olmasının tek nedeni, bir an için dışarı çıkıp objektif olarak bakabilmemiz, mekanik olarak görebilmemiz, tanımlı ve tanımsız arasında bir fark olduğunu ve tanımlı olmayan ile potansiyel çarpıtmayı fark edebilmemiz içindir. Yaşam deneyimlerimiz aracılığıyla tanımlı olmayan parçalarımız kişiselleştirilir, yanlış yorumlanır ve dolayısıyla zihin tarafından çarpıtılır. Mekanik, bir şeyin somunlarını ve cıvatalarını tanımlamak için kullanılan bir terim gibi düşünün bunu, BodyGraph da gerçekleri içeren mekanik çizimdir. Bu gerçekler ne iyi ne de kötüdür; sadece oldukları gibidirler.
Öz Olmayan terimini ya da tanımlı olmayan yanlarımızı kötü olarak gören zihnimiz. Zihin her şeyi ölçer ve bir kategoriye koyar! En iyisinin terminolojiye fazla takılmamak ya da sosyal koşullanmaya göre yorumlamamak.
Benim için, Human Design terimlerine ahlaki bir yargı yüklememeyi öğrenmek, düşüncenin genişlemesini gerektiriyor ve bu meydan okumayı oldukça seviyorum.
Bir BodyGraph'a baktığımızda renkli alanlar ve beyaz alanlar görürüz. Renkli alanlar tanımı, dünyaya yaydığımız yaşam gücümüzü / donamımızı temsil eder. Dünyayı yaşam gücümüzle etkileriz ya da etkileriz; bu bizim kim olduğumuzun özünü ifade eder. Bir odaya girdiğinizde o yaşam gücünü odaya getirirsiniz.
Beyaz boşluklar diğerini, çevreyi nasıl aldığımızı temsil eder. Tasarımında Öz olmayan tanımlara sahip biriyle karşılaştığımda, beyaz alanlarım diğer kişiyi enerjik olarak içine alır. Bu beyaz alanlar, alıcı yerler, birbirimizi karşıladığımız ve birbirimizi selamladığımız yerlerdir. Karşılaştığımızda meydana gelen birçok farklı mekanik şeye bağlı olarak bu şekilde ya da şu şekilde hissedilir.
Zihnim neden öyle ya da böyle hissettirdiğini işlemeye çalıştığında, karşılaşmayı ölçmeye başlıyorum. Bu ölçümden açıklayıcı bir hikaye yaratıyorum.
Tanımsız yanlarımız zihin tarafından çarpıtılmış ve yanlış yorumlanmıştır. Hayatta kalmak DNA'mızda yerleşiktir ve zihnimiz hayatta kalmakla fazlasıyla meşguldür. Zihnimiz yıllar boyunca karşılaştığımız tüm bilgileri alır, kategorize eder, bölümlere ayırır ve hayatta kalmak için zihinsel stratejiler yaratmaya çalışır. Daha sonra hayatta kalmak için bu karışık ve çarpıtılmış zihinsel stratejilere dayalı bir hayat yaşar, birbiri ardına çarpıtılmış zihinsel kararlar verir ve sonunda biz olmayan bir hayat yaşarız - Kendimiz Olmayan bir hayat.
Demek istediğim şu ki, ÖZ Olmayan terimi basitçe "Bu ben değilim" anlama gelir:. Bu terim suçlamak, utanç veya suçluluk yaratmak ya da kendinizi kötü hissetmenize neden olmak için değil, ben olmayanın perspektifini ortaya koymaya yardımcı olmak içindir.
Tasarımınızda neyin siz olmadığını anladığınızda, diğeriyle karşılaşmayı, etrafında zihinsel bir hikaye oluşturmaya veya her şeyi anlamaya çalışmaya gerek kalmadan kabul edebilirsiniz. Farklılığın olduğu gibi tadını çıkarabilirsiniz - sadece farklılık.
Tanımsızlığımız, yani beden grafiklerimizdeki tüm beyaz alanlar ( ister kapı olsun , ister merkezler olsun ) okula gittiğimiz ve sonunda, umarım, bilgeliğimizin açığa çıktığı yerlerdir. Tanımsız beyaz alanlarımız aracılığıyla edindiğimiz bilgi ve deneyimler bize hayatı öğretir. Tanımsızlığımız merak etmek için burada olduğumuz parçamızı temsil eder, ama o biz değilizdir. Olmadığımız şeye ilgi duyarız. Doğal olarak farklılığa ilgi duyarız çünkü ilginçtir. Öğrendiğimiz bu farklılık, tüm çarpıtmalardan kurtulduğumuzda, bize hayata dair tamamen farklı bir bakış açısı, çok daha net bir görüş kazandırır.
Strateji ve Otoritemiz ise hayatta sahip olduğumuz en kıymetli aracımızdır ve zihni by-pass edip, zihni aşan karar verme araçlarımızdır. Stratejimize ve Otoritemize teslim olmak demek beden bilincimize , bedenin bilgeliğine teslim olmaktır, kararlar alırken yaşamlarımızı kendimiz gibi yeniden düzenlememize ve kendimiz olarak yaşamamıza olanak tanır.
Human Design sayesinde elimize aldığımız kullanım kılavuzumuz, koşullanmalardan arınma / özgürleşme ve uyanma yolculuğudur. Koşullanmalarımızdan arındıkça, yaşamamız gereken hayatı yaşamaya başlarız ve hayatı tanımsızlığımızla olması gerektiği gibi kabul ederiz. Tanımımızı ve sağlıklı tanımsızlığımızı çarpıtmadan tamamen bütünleştiren bütünsel bir yaşam sürmeye başlarız. İşte özgürlük budur! Ve bir kez bu varoluş durumuna eriştiğimizde, başkalarıyla paylaşabileceğimiz temiz ve berrak bir “Dış Otorite” potansiyeline sahip oluruz.
Keyifli Sürüşler,
İlkgün Amitabha
Yararlanılan Kaynaklar :
Lynda Bunnel ABC Uzmanlık Eğitimi notları
Mary Ann Winiger 'A Revolution of One"
The Diffirentiative Book, Ra Uru Hu, Lynda Bunnel
Alok Anand , Not-Self Atölye notları
Human Design, dünyada nasıl çalıştığımızı anlatan mekanizmamızı tanımlarken, potansiyelimizden tam olarak yararlanabilmemize ve dirençsiz nasıl yaşayabileceğimize dair hatasız bir el kitabı sağlar. Kendiniz olmanın ilk adımı, aurana güvenmek ve kararlarını Strateji & Otoritene dayandırmaktır. Human Design'ın bir sonraki adımı, nerede ve nasıl koşullandırıldığını anlamana yardımcı olmak için, içinizde tanımsız olanı ortaya çıkarmaktır. Gerçek İç Otoritenin sana rehberlik etmesine izin verdiğin yolculuğuna çıkarken Koşullanmalarını anlamak çok önemlidir. Human Design profesyonelinden aldığın seans sana kendin ve dünyada nasıl işlev gördüğün hakkında daha derin bir anlayış verecektir. Ayrıca doğru kararlar vermene ve direnmeden hayatı yaşamana yardımcı olacak stratejiler sağlayacaktır. Bu bilgiyle deney yapmak hayatını değiştirebilir.
8 Ocak'ta Türkiye saatiyle 17:33'te, Ay düğümlerimiz değişti.
11 Mayıs'a kadar yani 4 ay boyunca bu değişimin getirdiği melankolinin, şokların, yarına dair kaygıların, farkıdalığın etkisini yoğun olarak hissedeceğiz.
Ay düğümlerinin kapı değiştirmesi demek arka plan frekansımızda yani hayat sahnemizde ve bu sahnedeki figüranlarda gözle görülür değişiklikler olacağı anlamına gelir. Bu geçişi sen de kendi hayatında gözlemlemek istersen önümüzdeki günler boyunca etrafındaki sahneye daha da dikkatli bak derim. Ben baya şaşırıyorum, hayretle kalıyorum, eğleniyorum dikkatimi temalarını bildiğim bir sahneye getirdiğimde.
Koşullanmalardan Arınabilmek
"Aydınlanma yıkıcı bir süreçtir. Daha iyi ya da daha mutlu olmakla hiçbir ilgisi yoktur. Aydınlanma gerçek olmayanın parçalanmasıdır. Sahteliğin iç yüzünü görmektir. Doğru olduğunu hayal ettiğimiz her şeyin tamamen ortadan kaldırılmasıdır."
- Adyashanti
Hiç bir yönümüz yanlış, kötü veya düzeltilmeye muhtaç değildir.
Bazı ruhani öğretmenler aydınlanmayı kendimizi geliştirme ya da kendimize bir şeyler katma sürecinden ziyade engelleri, direnci ve koşullanmaları ortadan kaldırma süreci olarak tanımlar. Başka bir deyişle, uyanık, farkında veya aydınlanmış olmak aslında bizim doğal halimizdir. Kişisel gelişim, bu doğayı engelleyen şeylerin ortadan kaldırılmasını içerir.
Bunca yıl içinde gördüm ki özellikle sisteme yeni başlayanlara, Human Designa dair yanlış anlamalardan bazılarını anlatınca, Sisteminin neler sunduğu daha net anlaşılıyor. Çünkü piyasada kopyala-yapıştır bilgiyi, aslında Human Design mantığına çok ters düşecek şekilde anlatanlar da arttığı için kafalar karışmaya çok müsait. Bu konu hakkında uzun zamandır içimden geçenleri yazmak istiyordum, Ra Uru Hu'nun konuşmalarından, uzun zamandır takip ettiğim bir Analist olan Rolin Codney'in bu konudaki yazılarından çevirilerim ile zenginleştirdiğim ve benim hazırlarken tatmin ile dolduğum bu yazıyı umarım siz de okurken beğenirsiniz :)
''...bir çağ dönümünün eşiğindeyiz. Şimdiki arka plan frekansı kaybolduğunda, suya nasıl basacağınızı bilseniz iyi olur.'' Ra Uru Hu
İnsanlık olarak bir yol ayrımında olduğumuzu,büyük bir geçiş döneminde yaşadığımızı etrafımızdaki dünyada görebiliyoruz. Bunu ezoterik ya da egzoterik, ilgilendiğim sistemler üzerinden de, uzun zamandır gözlemleyebiliyorum.
Bu yol ayrımında, atalarımız gibi bir hayatta kalma güdüsüyle yaşamayı mı seçeceğiz? Yoksa, hayatta olmanın bilincine daha fazla varabilirken, yaşamla birlik duygusuyla ilişki kurmanın bir yolunu mu bulacağız? diye o güzel kalplerinizde tefekkürü başlatabilmek için sormak istiyorum.
Eğer bir tür olarak hayatta kalmak istiyorsak, zihnimizle yönlendirdiğimiz bir yaşamdan bilinçli olarak deneyimlenen bir yaşama geçmek için bireysel sorumluluk almaya başlamamız gerekiyor.
Bir gün her şey kendiliğinden yoluna girecek hayaliyle, kendi sorumluluğumuzu almayı ertelemek artık hiç bilgece değil. Kendi gerçeğine uyanmak bir gün gerçekleşecek güzel bir hayal olarak köşede bekleyemez .
Hayatını kendin olarak yaşadığında ve kendi eşsizliğine sahip çıkarak dönüştürmeye niyet ettiğinde yaşadığın en şahane etki SEVGİ OLMAK’tır. Her birimiz hayattaki var olma amacımızı ancak eşsiz tasarımlarımızla yerine getirebiliriz.Tasarımını yaşayan biri olabilmek için hiç bir şeye inanmana da gerek yoktur.Karşıma gelen yüzlerce beden grafiğine bakarken kalbimde çınlayan tek bir gerçek ses var : birbirinin tamamen aynısı iki insan yok. Seninkine çok benzer haritası olan bir insanla karşılaşsan bile o sen olamazsın çünkü bambaşka annelerin, babaların, komşuların, kardeşlerin veya öğretmenlerin aurasında bambaşka etkilenmelerle bu zamana geldin. Boşlukların ve açıklıkların bambaşka malzemelerle dolduruldu.O nedenle bu yaşadığın hayat tamamen sana ait ve kişiselleştirilmiş bir yaşam deneyimi olacakken, özünden yaşayamadığın bir deneyime dönüştü.
Güneş’in, DNA’mızdaki başlatma kodununa karşılık gelen 41. Kapıya geçmesiyle, 22 Ocak sabahı 2023 Rave Yılı’na girmiş bulunuyoruz. Hepimize mutlu bir Rave Yeni Yılı, huzurlu döngüler dilerim. 1 Ocak’ta girdiğimizi sandığımz yeni yıldan bu zamana kadar aslında geçtiğimiz yılın toparlamaları ile meşguldük.
Ra Uru Hu, Human Design Sistemi aracılığıyla bize yalnızca bireysel kullanım kılavuzumuzu elimize almamızın yollarını anlatmadı, aynı zamanda hepimizi etkileyen küresel programlama döngülerini nasıl anlayacağımızı da anlattı. Ben de son birkaç yıldır Ra'nın ve onun dizinin dibinde Human Design Sistemini öğrenmiş öğretmenlerimin 2027 ye ait paylaştığı her şeyi tekrar tekrar okuyup, izleyip uzun tefekkürlere dalıyorum. Derlediğim ve topladığım bilgileri en yalın haliyle anlatmaya çalışacağım
Human Design anlatan ve bu sistemi tanıtan bir öğretmen olarak sürecime başladığımda, şöyle güzel bir mantram vardı: "Sen eşsizsin, başka seçeneğin yok, kendini sev."
Aslında düşündüğünüz gibi gecikmiş bir kutlama değil bu. Hatta tam zamanında gelen bir iyi yıllar temennisi. Human Design hesaplamalarına göre 22 Ocak 2022 saat 03:27’de hepimiz için yeni bir yıllık döngü başladı. Güzel bir döngü diliyorum herkese bu vesileyle.
Eğer 1 Ocak’la beraber yeni başlangıçlar beklediysen ve aslında şu ana kadar bir dolu çözümlenmeler, geri dönüp bakmalar, ‘ah ya şimdi anladım'lar yaşadıysan, o günleri, bu günkü başlangıca bir hazırlık süreci olarak kabul edebilirsin.
Yaklaşık olarak Noel'den bu güne kadar, mekanik olarak "ölmekte olan", metaforik olarak hissedilen düşüme, bırakma ve bir döngü kapanmasının mekanik enerjisine sahibiz. Yeni projelere başlamak ya da bir şeyleri çözüme ulaştırmak için gerekli olan enerji değildi bu çünkü mekanik olarak enerjimiz zaten mevcut değildi! Daha net açıklaması şöyle : senenin bu zamanlarında derin uykuda bir kış hayvanı, bir minnoş ayıcık gibi hissediyoruz kendimizi!
Bir süredir beni takip edenler bilirler, Dünya’nın temasının değişeceği 2027’den önceki son 7 yıllık döngüde olduğumuzu sürekli gündeme getiriyorum. İnsanlık evriminde bir sonraki adıma geçerken geçtiğimiz 400 yılın temaları çözülmeye devam ediyor ve edecek. Gerçek doğamızı yargılamadan farkındalıkla yaşamanın, bu değişen zamanları yaşamanın anahtarı olduğunu tüm hücrelerimde hissediyorum.
Yeni Rave Yılı her zaman “ Beklenilmeyenin Haçı “ ile ve tüm yeni deneyimlerin başlangıcını ifade eden Azalma - Daralma Kapısı olan 41. Kapı ile başlar. Yazının sonuna, bu kapı hakkında Ra Uru Hu'nun yaptığı bir konuşmasını da ekledim.
Hatırlamamızın değerli olacağı bir başka konu da tüm bu bilgilerin, bilgi olarak hayatımızı değiştirmediği; farkındalığa yol açan bu bilgilerle kendi tasarımımız vesilesiyle deneye girdiğimizde yani yol işaretlerini farkındalıkla takip edebildiğimizde değişim gelebiliyor. Koşullandırmalardan arınma sorumluluğunu alıp özümüze göre hareket etmeye niyetle dikkatimizi kararlarımızın sonuçlarına getirebilmek çok değerli.
Bu mutasyona uğrayan, değişen dünyada var olmanın her zamankinden daha fazla öz farkındalık gerektirdiği konusunda hepimi hem fikir miyiz? Rekabetin ve aynı olmaya çalışmanın ötesinde bir hayat yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz tüm araçlara sahibiz aslında. Karar mekanizmamız yani aura tipimizin stratejisi ve kararlarımıza rehberlik eden İç Otorite farkındalığımız, kısacası Strateji ve Otoritemiz hayatımıza dönüşümü getiren aracımızdır.
2021yılı ,2027 deki yol ayrımına doğru güçlü küresel güçlerle uğraştığımız bir yıldı. 2022 ye bakacak olursak :her şeyden önce aşağıdaki beden grafiğinde de göreceğiniz üzere 2022 bir Reflektör yılı; bundan bir sonraki Reflektör yılımız 2027 olacak. 2027'den önceki bu 7 yıllık dönem, hayatımız boyunca tanık olacağımız en önemli geçiş dönemini ifade ediyor ve bu yılların içinde 2022 nin çok önemli bir yeri var. 2022 normallik yanılsamasını ortadan kaldıracak bir yıl olacak ve tüm bunların geri dönüşü de olmayacak.
Bundan önce son yaşadığımız Reflektör yılı 2020'ydi ve hepimiz bu yılın nasıl geçtiğini biliyoruz - Covid sürprizi ve bir sürü hayal kırıklığı ile... Reflektör yılları, bu yaşadığımız homojenleştirilmiş dünyada hızlı koşullandırma etkileri yaratabilir
2022'nin ana Koşullandırma Teması ise sınırlamalara nasıl başarılı bir şekilde uyum sağlarız?
Yukarıdaki beden grafiği 2022 nin beden grafiği ve gördüğünüz gibi Reflektör yılı olduğu için tüm merkezler tanımsız ( Dünyadaki popülasyonun %1.45 ini oluşturan Reflektörlerin beden grafiklerinde tanımlı merkezleri yoktur). Hatta bu yıl hiç kapı aktivasyonu olmayan üç merkez de var: Kalp, Dalak ve Baş Merkezi. Reflektör Rave Yılları, transit temalarının sağlam bir şekilde güçlendirilmesini ve açık merkez koşullandırmasını getirebilir. 2022, tartışmaların çoğunun ve odak noktasının insan deneyimimizdeki artan sınırlamalar üzerinde olacağı bir yıl. Global olarak konumuz sınırlamalara nasıl başarılı bir şekilde uyum sağlarız? yani bu yıl için en önemli derslerden biri: Sınırlamayı kabul et, ancak öyle üstesinden gelebilir ve aşabilirsin. Fakat stratejinizi ve otoritenizi takip etmek yerine sınırlamaya karşı duyarsızca zihinsel olarak mücadele ederseniz, çok sayıda güçsüzlük, direnç, ümitsizlik, acı, öfke ve hayal kırıklığı yaşarsınız. Stratejiniz ve otoriteniz her zaman sizin korumanız ve kalkanızdır! Bu kritik koşullandırma teması, güçlü tepkileri ortaya çıkarabilir. Bir diğer yandan da son derece bireysel bir yıl olacağını kabul etmek önemli. Bu, dünyanın başına gelenlerle ilgili değil; deneyimlerimizin farkında olmamızla ilgilidir bir detay.
Peki Rave Yeni yılı bize ne gibi farkındalık potansiyelleri sunuyor ?
Bireysel deneyimlerimize uyanabiliriz. 2022, bilgiye değil deneyime dayalı kişisel bilgelik yılı. Eşsiz bilgelik, bildiklerimizle ilgili değildir; yaşadıklarımızı deneyimlemenin farkındalığıdır. 2022, deneyimi tanımanın yılı olacak.
Farkındalık, anda yaşamak ve mevcut olmak yoluyla gelir. Bilgelik, anda olma deneyimini fark ederek ortaya çıkar.
Yolunda gitmeyen temanın farkına varabiliyor muyum?
Hayatta kendim gibi var olabiliyor muyum?
Zihinimin yarattığı bir hikayeyi yakalayabiliyor muyum?
Dikkatim bedenimde mi?
Varlığı bu beden aracındayken fark edebilir miyim?
Bu yıl, son yirmi Rave Yılı içinde en çok bireysel kapıya sahip yıl. Bu yılki baskı, bireysel deneyimimize sıkı sıkıya bağlı kalmak üstüne. İnsanlar nesiller boyu derinden kabile, topluluk ve aile odaklı olmuştur ve farkındaysanız bu giderek değişmekte.
"Homojenleşmiş dünyada, farkındalıksız bireysellik kaostur." der reflektör hocam Dharmen. 2022 son derece bireysel bir yıl ve bu bireysel aktivasyonlar, melankoli getirir. Melankoli, farkındalıkla birlikte içe dönme ve içeride olanı sözlü olmayan yollarla keşfetme zamanı sağlar. Farkındalık olmadan, bireysellik koşullandırması depresyona yol açabilir.
Kararlarımızı Strateji ve Otoritene dayandırdığımızda, hayatımızda tatmin / başarı / huzur / sürpriz bulmak için artık başka birine bağımlı olmadığımızı fark ederiz. Bu deneyimde gerçekten özgürlük var. Kendi içimizdeki usta ve büyük rehber ile buluşma şansı var.
Koşullar ne olursa olsun, hayatın bu anda getirdiği her şeyi deneyimleyerek rahatlayabiliriz.
Başka diğer detaylar ve transitin diğer etkileri ile birlikte çok heyecan verici bir yıl olacak! Farklı hallerin gezegenimizde nasıl ortaya çıkacağını merak ediyorum. VE unutma, tüm bu geçişlerle gelen transitlerin koşullandırması SEN DEĞİLSİN. Eğer hayatını Strateji ve Otoritene göre yaşarsan, bu enerjinin içinden savrulmadan geçmek mümkün olur.
"Sürekli geçmiş yaşam öykülerine kapılıp geçmiş yaşamlarda neler olup bittiğini öğrenmek isteyen insanlarla tanışıyorum. Size şöyle anlatayım: Bütünlüğün işleyiş biçimi açısından, 1 numaralı diziden 40 numaralı diziye kadar olan her şey ön sevişmedir.
Hepsi bu kadar. Bu gerçek olan değidir. Hepsi yapı malzemesidir.Bu gerçek süreci başlatmak için gerekli olan tüm farklı şeyleri hazırlar ve gerçek süreç her zaman 41. adımla başlar.
Bu, tüm insan deneyimini başlatır.
Ve 41. adıma kadar olan her şey, bunu oluşturan tüm bileşenler, sürecin gerçekten ilerlemesi için hepsinin orada olması gerekir.“Başlamadan önce bir başlangıç vardı ve başlamadan önce başlangıcın bir doğası vardı” diye mistik bir sözüm var. Gerçek bu. Ve insanlığın gerçek doğasının, başlangıcın 40 adım olduğunu, ancak başlangıcın 41'de olduğunu anlamak çok önemlidir.
Bu tek “başlangıç” kodonudur. Bu, her şeyi, insanlığın gerçekten yapabileceklerinin muazzam çeşitliliğinin tüm hareketini başlatır.
Bir kanal olarak 41/30 hakkında bir şey hatırla. Bunların hepsi deneyimi başlatmak, deneyimsel yoldan başlamakla ilgilidir. Ancak 35, 36 ve 30'un hepsinin birinci geldiğini gördük; hayır 41. Ve 41'in içinde tüm temaların tüm olasılıkları yatar, sadece o sırada 30'da yanmakta olan şey değil, her türlü deneyim için potansiyel vardır. Hayal edebileceğiniz her şey, yapmayı deneyebileceğiniz her şeydir. Ve elbette, o noktaya kadar, insanlığın fantezisindeki inanılmaz çeşitlilik patlamasına hazır değiliz, çünkü 41. Kapı, fantezinin kapısıdır.
Herşey mümkün.
Bu bizim gerçek başlangıcımız.
Diğer her şey hazırlıktır.
Ve 41. kapıya adım attığımız an, gerçekten turun neyle ilgili olduğuna başlıyoruz. Bunu gerçekten yaşayabilme ve tüm süreci tamamlama sürecine başlıyoruz.
Sanki bu noktaya geliyorsun ve sana küçük bir rozet veriyorlar ve “Artık başlayabilirsin. Isınma egzersizlerini yaptın, şimdi başlayabilirsin." İşte bu gerçek bir başlangıç, olayların olmaya başladığı yer ve geçmişi unutmayarak olmaya başladıkları yer."
~Ra Uru Hu
İlkgün Amitabha
Human Design Analisti & Rehberi
© Copyright. All rights reserved.
We need your consent to load the translations
We use a third-party service to translate the website content that may collect data about your activity. Please review the details in the privacy policy and accept the service to view the translations.