.
Ra uru Hu'nun 2007 yılındaki bir konuşmasını, konusu "Kendini Sevmek" olan bu hafta vesilesiyle paylaşmak isterim. Hepimize hatırlatma olması dileğiyle...
Human Design anlatan ve bu sistemi tanıtan bir öğretmen olarak sürecime başladığımda, şöyle güzel bir mantram vardı: "Sen eşsizsin, başka seçeneğin yok, kendini sev."
Kendini sevmenin doğasıyla ilgili pek çok şey, öz-olmayana ilişkin herhangi bir kavram kadar uzak ve mesafeli görünür ve bunun nedeni çok açıktır. Danışanlarla en az on yıl boyunca çok ciddi miktarda kişisel okuma yaptıktan sonra, kendinden nefret etmenin ne kadar yaygın olduğunu, aslında daha iyi bir kelime olan kendinden hoşlanmamanın ne kadar sık görüldüğünü ve ne kadar karanlık bir şaka olduğunu anlamaya başladım. Bu öz-olmayan varlıklar, aslında hiç de öyle olmasalar da, doğalarının şu ya da bu yönüne karşı genel hoşnutsuzluklarıyla aslında kendi özlerini yaşamayanlar.
BENZERSİZLİK. Herkes farklılaşmaya genetik bir yatkınlıkla doğar. Fark yaratmak için buradayız. Yine de dünyaya geldiğimiz andan itibaren kendimiz hakkında hissettiklerimiz, yani öz-olmayan'ın kendisi hakkında hissettikleri temelde o andan itibaren karşılaştırmalar açısından aldığı katman katman koşullanmalardır. Bilirsin, ebeveyn "kötü olma, iyi ol." der "Bu olma, şu ol."der. Bilirsin, tüm şartlanmalar, "Neden böyle ya da böyle olamıyorsun?" la başlar. Okullardaki not sistemleri, popülerlik yarışmaları, çekici kadın varyasyonları ve karşılaştırma alanında ortaya çıkan çeşitli şeylerdir. Ve elbette, karşılaştırma alanında, her şeyin değiştirilebileceği, her şeyin daha iyi hale getirilebileceği, her şeyin iyileştirilebileceğine dair yaygın kibri olan bir öz-olmayan dünyadayız. Popülasyonun üçte ikisinin tanımsız bir egoya sahip
olduğu ve kendilerini koşullanmış alanlarıyla ilişki içinde kanıtlamaya kararlı oldukları bir dünyada, sonuç olarak insanlar kendilerini gerçekten sevmiyorlar.
Demek istediğim, belirli bir düzeyde, kendi olmayan kaderlerini kabul ederler. Yani yeterince zeki, yeterince güzel, yeterince hızlı olmadığını, durum ne olursa olsun asla öyle olmayacağını, bu öz olmayana gelen bir olasılıktır aslında asla onlar değildir. Ve kendi olmanın güzelliğini asla gerçekten takdir edemezler. Tasarımınla karşılaştığında, buraya temas edersin, bu iki olasılık ile tanışırsın. Sevmek için burada olma olasılığıyla tanışırsın. Eşsizdir bu, gerçekten mükemmeldir. Karşılaştırmaların ötesindedir. Kendin gibi doğru bir şekilde yaşadığında, karşılaştırılacak hiçbir şey yoktur. Hiçbir şey.Sadece kendin kadar haklı olabilirsin. Budur. Ve kendin kadar doğru olmakla, herhangi birinin doğru çalışmasından elde ettiği ana yan ürün, uzayda hareket etme şeklini değiştirmendir.
Yani direnci ortadan kaldırmaya başlarsın, hayat senin için çalışmaya başlar. Demek istediğim, göreceli olarak öz olmayan bir refah duygusuna sahip olan çoğu insan için bunun çoğu rahatlıktan kaynaklanmaktadır. Bunların çoğu aç, işsiz, hastalıklı olmamaktan kaynaklanıyor. Başka bir deyişle, öz-olmayanın kendini takdir etmesinin çoğu -eğer bu şekilde ifade edebilirsek- onların maddi olarak şanslı olup olmadıklarına ilişkin tesadüften kaynaklanmaktadır. Yine, tüm bunların gerçekle hiçbir ilgisi yok, sadece sen olmanın güzelliğiyle hiçbir ilgisi yok. Bakın, aşk / sevgi sadece gerçekte kim olduğunuzu tanımaktan gelmez, aşk kim olduğunu izlemenin ( kendin gibi özünden yaşamanın ) bir yan ürünüdür.
Ve bununla yanında getirdiği güvenliktir. Yanıtlarının temel, mükemmel gerçeğini keşfeden jeneratör. Karar vermede bir daha asla korkuya yer yok. Bilirsin, "bu bir hataydı" veya "Bunu yapmamalıydım" veya "Bunu yapabilirdim." cümleleri sadece akıl oyunlarıdır. Otoritene ne kadar derinden yerleşirsen, kendinin ve senin takdirine o kadar derinden yerleşirsin. Ve kendi Otoriten dışında hareket ettiğinde, değerini başkalarının senin hakkında ne düşündüğüne göre belirlemezsin. Kendini bulursun, gücünü bulursun, güzelliğini bulursun.
Yolcu olmanın ne olduğuna yerleşmeye ve ne olduğunun “sınırını” kabul etmeye başlarsın: Tasarımın, Profilin, Haçın, Tipin, Tanımların, aktivasyonların, Renklerin, Bazlar, Tonların, hepsi. Ve sadece oraya yerleş ve bu oldukça dikkat çekici varlığın hayatını zarafetle geçirmesini izle. Sevmeyi öğrenmek bir konu. Kendini sevmek, bu dünyada sen olmanın güzelliğini sevmek her şeyin özüdür. Bu temanın haftasında, size hayatınızda bu aşkı keşfetme fırsatı diliyorum. O her şeydir ve ondan, gerçekten de ondan, diğeriyle ilişkide bir sevgi niteliği gelir, ne olursa olsun, bu çok özeldir, çünkü o şartlanmadan arınmıştır.
Sen eşsizsin. Başka seçeneğin yok. Kendini sev. - Ra Uru Hu 2007
8 Ocak'ta Türkiye saatiyle 17:33'te, Ay düğümlerimiz değişti.
11 Mayıs'a kadar yani 4 ay boyunca bu değişimin getirdiği melankolinin, şokların, yarına dair kaygıların, farkıdalığın etkisini yoğun olarak hissedeceğiz.
Ay düğümlerinin kapı değiştirmesi demek arka plan frekansımızda yani hayat sahnemizde ve bu sahnedeki figüranlarda gözle görülür değişiklikler olacağı anlamına gelir. Bu geçişi sen de kendi hayatında gözlemlemek istersen önümüzdeki günler boyunca etrafındaki sahneye daha da dikkatli bak derim. Ben baya şaşırıyorum, hayretle kalıyorum, eğleniyorum dikkatimi temalarını bildiğim bir sahneye getirdiğimde.
Human Design, dünyada nasıl çalıştığımızı anlatan mekanizmamızı tanımlarken, potansiyelimizden tam olarak yararlanabilmemize ve dirençsiz nasıl yaşayabileceğimize dair hatasız bir el kitabı sağlar. Kendiniz olmanın ilk adımı, aurana güvenmek ve kararlarını Strateji & Otoritene dayandırmaktır. Human Design'ın bir sonraki adımı, nerede ve nasıl koşullandırıldığını anlamana yardımcı olmak için, içinizde tanımsız olanı ortaya çıkarmaktır. Gerçek İç Otoritenin sana rehberlik etmesine izin verdiğin yolculuğuna çıkarken Koşullanmalarını anlamak çok önemlidir. Human Design profesyonelinden aldığın seans sana kendin ve dünyada nasıl işlev gördüğün hakkında daha derin bir anlayış verecektir. Ayrıca doğru kararlar vermene ve direnmeden hayatı yaşamana yardımcı olacak stratejiler sağlayacaktır. Bu bilgiyle deney yapmak hayatını değiştirebilir.
Koşullanmalardan Arınabilmek
"Aydınlanma yıkıcı bir süreçtir. Daha iyi ya da daha mutlu olmakla hiçbir ilgisi yoktur. Aydınlanma gerçek olmayanın parçalanmasıdır. Sahteliğin iç yüzünü görmektir. Doğru olduğunu hayal ettiğimiz her şeyin tamamen ortadan kaldırılmasıdır."
- Adyashanti
Hiç bir yönümüz yanlış, kötü veya düzeltilmeye muhtaç değildir.
Bazı ruhani öğretmenler aydınlanmayı kendimizi geliştirme ya da kendimize bir şeyler katma sürecinden ziyade engelleri, direnci ve koşullanmaları ortadan kaldırma süreci olarak tanımlar. Başka bir deyişle, uyanık, farkında veya aydınlanmış olmak aslında bizim doğal halimizdir. Kişisel gelişim, bu doğayı engelleyen şeylerin ortadan kaldırılmasını içerir.
Bunca yıl içinde gördüm ki özellikle sisteme yeni başlayanlara, Human Designa dair yanlış anlamalardan bazılarını anlatınca, Sisteminin neler sunduğu daha net anlaşılıyor. Çünkü piyasada kopyala-yapıştır bilgiyi, aslında Human Design mantığına çok ters düşecek şekilde anlatanlar da arttığı için kafalar karışmaya çok müsait. Bu konu hakkında uzun zamandır içimden geçenleri yazmak istiyordum, Ra Uru Hu'nun konuşmalarından, uzun zamandır takip ettiğim bir Analist olan Rolin Codney'in bu konudaki yazılarından çevirilerim ile zenginleştirdiğim ve benim hazırlarken tatmin ile dolduğum bu yazıyı umarım siz de okurken beğenirsiniz :)
''...bir çağ dönümünün eşiğindeyiz. Şimdiki arka plan frekansı kaybolduğunda, suya nasıl basacağınızı bilseniz iyi olur.'' Ra Uru Hu
İnsanlık olarak bir yol ayrımında olduğumuzu,büyük bir geçiş döneminde yaşadığımızı etrafımızdaki dünyada görebiliyoruz. Bunu ezoterik ya da egzoterik, ilgilendiğim sistemler üzerinden de, uzun zamandır gözlemleyebiliyorum.
Bu yol ayrımında, atalarımız gibi bir hayatta kalma güdüsüyle yaşamayı mı seçeceğiz? Yoksa, hayatta olmanın bilincine daha fazla varabilirken, yaşamla birlik duygusuyla ilişki kurmanın bir yolunu mu bulacağız? diye o güzel kalplerinizde tefekkürü başlatabilmek için sormak istiyorum.
Eğer bir tür olarak hayatta kalmak istiyorsak, zihnimizle yönlendirdiğimiz bir yaşamdan bilinçli olarak deneyimlenen bir yaşama geçmek için bireysel sorumluluk almaya başlamamız gerekiyor.
Bir gün her şey kendiliğinden yoluna girecek hayaliyle, kendi sorumluluğumuzu almayı ertelemek artık hiç bilgece değil. Kendi gerçeğine uyanmak bir gün gerçekleşecek güzel bir hayal olarak köşede bekleyemez .
Hayatını kendin olarak yaşadığında ve kendi eşsizliğine sahip çıkarak dönüştürmeye niyet ettiğinde yaşadığın en şahane etki SEVGİ OLMAK’tır. Her birimiz hayattaki var olma amacımızı ancak eşsiz tasarımlarımızla yerine getirebiliriz.Tasarımını yaşayan biri olabilmek için hiç bir şeye inanmana da gerek yoktur.Karşıma gelen yüzlerce beden grafiğine bakarken kalbimde çınlayan tek bir gerçek ses var : birbirinin tamamen aynısı iki insan yok. Seninkine çok benzer haritası olan bir insanla karşılaşsan bile o sen olamazsın çünkü bambaşka annelerin, babaların, komşuların, kardeşlerin veya öğretmenlerin aurasında bambaşka etkilenmelerle bu zamana geldin. Boşlukların ve açıklıkların bambaşka malzemelerle dolduruldu.O nedenle bu yaşadığın hayat tamamen sana ait ve kişiselleştirilmiş bir yaşam deneyimi olacakken, özünden yaşayamadığın bir deneyime dönüştü.
Ra Uru Hu, Human Design Sisteminin kurucusu ve kendi kılavuzunu eline almaya yardımcı bu eşsiz sistemin elçisiydi. Onu yakından tanıyanlardan dinlediğim kadarıyla, yaşadığı süre boyunca çok sevilen bir öğretmen, arkadaş, koca, baba, kardeş ve evlatmış. Alan Robert Krakower olarak 9 Nisan 1948'de saat 00:05'te Kanada'nın Montreal kentinde doğan Ra Uru Hu, 5/1 ( Kurtarıcı - Araştırmacı) Manfestör olarak dünya çapında sayısız insanın hayatına dokundu.
Eğer yaşasaydı, bu gün 75. doğum gününü kutlayacaktık. O zaman 16 yaşında bir lise öğrencisi olan oğlu Loki arasında geçen bir röportajın kaydını paylaşarak onun hayatını ve mirasını kutlamak istedim bu gün.
Güneş’in, DNA’mızdaki başlatma kodununa karşılık gelen 41. Kapıya geçmesiyle, 22 Ocak sabahı 2023 Rave Yılı’na girmiş bulunuyoruz. Hepimize mutlu bir Rave Yeni Yılı, huzurlu döngüler dilerim. 1 Ocak’ta girdiğimizi sandığımz yeni yıldan bu zamana kadar aslında geçtiğimiz yılın toparlamaları ile meşguldük.
Ra Uru Hu, Human Design Sistemi aracılığıyla bize yalnızca bireysel kullanım kılavuzumuzu elimize almamızın yollarını anlatmadı, aynı zamanda hepimizi etkileyen küresel programlama döngülerini nasıl anlayacağımızı da anlattı. Ben de son birkaç yıldır Ra'nın ve onun dizinin dibinde Human Design Sistemini öğrenmiş öğretmenlerimin 2027 ye ait paylaştığı her şeyi tekrar tekrar okuyup, izleyip uzun tefekkürlere dalıyorum. Derlediğim ve topladığım bilgileri en yalın haliyle anlatmaya çalışacağım
Human Design anlatan ve bu sistemi tanıtan bir öğretmen olarak sürecime başladığımda, şöyle güzel bir mantram vardı: "Sen eşsizsin, başka seçeneğin yok, kendini sev."
Aslında düşündüğünüz gibi gecikmiş bir kutlama değil bu. Hatta tam zamanında gelen bir iyi yıllar temennisi. Human Design hesaplamalarına göre 22 Ocak 2022 saat 03:27’de hepimiz için yeni bir yıllık döngü başladı. Güzel bir döngü diliyorum herkese bu vesileyle.
Eğer 1 Ocak’la beraber yeni başlangıçlar beklediysen ve aslında şu ana kadar bir dolu çözümlenmeler, geri dönüp bakmalar, ‘ah ya şimdi anladım'lar yaşadıysan, o günleri, bu günkü başlangıca bir hazırlık süreci olarak kabul edebilirsin.
Yaklaşık olarak Noel'den bu güne kadar, mekanik olarak "ölmekte olan", metaforik olarak hissedilen düşüme, bırakma ve bir döngü kapanmasının mekanik enerjisine sahibiz. Yeni projelere başlamak ya da bir şeyleri çözüme ulaştırmak için gerekli olan enerji değildi bu çünkü mekanik olarak enerjimiz zaten mevcut değildi! Daha net açıklaması şöyle : senenin bu zamanlarında derin uykuda bir kış hayvanı, bir minnoş ayıcık gibi hissediyoruz kendimizi!
Bir süredir beni takip edenler bilirler, Dünya’nın temasının değişeceği 2027’den önceki son 7 yıllık döngüde olduğumuzu sürekli gündeme getiriyorum. İnsanlık evriminde bir sonraki adıma geçerken geçtiğimiz 400 yılın temaları çözülmeye devam ediyor ve edecek. Gerçek doğamızı yargılamadan farkındalıkla yaşamanın, bu değişen zamanları yaşamanın anahtarı olduğunu tüm hücrelerimde hissediyorum.
Yeni Rave Yılı her zaman “ Beklenilmeyenin Haçı “ ile ve tüm yeni deneyimlerin başlangıcını ifade eden Azalma - Daralma Kapısı olan 41. Kapı ile başlar. Yazının sonuna, bu kapı hakkında Ra Uru Hu'nun yaptığı bir konuşmasını da ekledim.
Hatırlamamızın değerli olacağı bir başka konu da tüm bu bilgilerin, bilgi olarak hayatımızı değiştirmediği; farkındalığa yol açan bu bilgilerle kendi tasarımımız vesilesiyle deneye girdiğimizde yani yol işaretlerini farkındalıkla takip edebildiğimizde değişim gelebiliyor. Koşullandırmalardan arınma sorumluluğunu alıp özümüze göre hareket etmeye niyetle dikkatimizi kararlarımızın sonuçlarına getirebilmek çok değerli.
Bu mutasyona uğrayan, değişen dünyada var olmanın her zamankinden daha fazla öz farkındalık gerektirdiği konusunda hepimi hem fikir miyiz? Rekabetin ve aynı olmaya çalışmanın ötesinde bir hayat yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz tüm araçlara sahibiz aslında. Karar mekanizmamız yani aura tipimizin stratejisi ve kararlarımıza rehberlik eden İç Otorite farkındalığımız, kısacası Strateji ve Otoritemiz hayatımıza dönüşümü getiren aracımızdır.
2021yılı ,2027 deki yol ayrımına doğru güçlü küresel güçlerle uğraştığımız bir yıldı. 2022 ye bakacak olursak :her şeyden önce aşağıdaki beden grafiğinde de göreceğiniz üzere 2022 bir Reflektör yılı; bundan bir sonraki Reflektör yılımız 2027 olacak. 2027'den önceki bu 7 yıllık dönem, hayatımız boyunca tanık olacağımız en önemli geçiş dönemini ifade ediyor ve bu yılların içinde 2022 nin çok önemli bir yeri var. 2022 normallik yanılsamasını ortadan kaldıracak bir yıl olacak ve tüm bunların geri dönüşü de olmayacak.
Bundan önce son yaşadığımız Reflektör yılı 2020'ydi ve hepimiz bu yılın nasıl geçtiğini biliyoruz - Covid sürprizi ve bir sürü hayal kırıklığı ile... Reflektör yılları, bu yaşadığımız homojenleştirilmiş dünyada hızlı koşullandırma etkileri yaratabilir
2022'nin ana Koşullandırma Teması ise sınırlamalara nasıl başarılı bir şekilde uyum sağlarız?
Yukarıdaki beden grafiği 2022 nin beden grafiği ve gördüğünüz gibi Reflektör yılı olduğu için tüm merkezler tanımsız ( Dünyadaki popülasyonun %1.45 ini oluşturan Reflektörlerin beden grafiklerinde tanımlı merkezleri yoktur). Hatta bu yıl hiç kapı aktivasyonu olmayan üç merkez de var: Kalp, Dalak ve Baş Merkezi. Reflektör Rave Yılları, transit temalarının sağlam bir şekilde güçlendirilmesini ve açık merkez koşullandırmasını getirebilir. 2022, tartışmaların çoğunun ve odak noktasının insan deneyimimizdeki artan sınırlamalar üzerinde olacağı bir yıl. Global olarak konumuz sınırlamalara nasıl başarılı bir şekilde uyum sağlarız? yani bu yıl için en önemli derslerden biri: Sınırlamayı kabul et, ancak öyle üstesinden gelebilir ve aşabilirsin. Fakat stratejinizi ve otoritenizi takip etmek yerine sınırlamaya karşı duyarsızca zihinsel olarak mücadele ederseniz, çok sayıda güçsüzlük, direnç, ümitsizlik, acı, öfke ve hayal kırıklığı yaşarsınız. Stratejiniz ve otoriteniz her zaman sizin korumanız ve kalkanızdır! Bu kritik koşullandırma teması, güçlü tepkileri ortaya çıkarabilir. Bir diğer yandan da son derece bireysel bir yıl olacağını kabul etmek önemli. Bu, dünyanın başına gelenlerle ilgili değil; deneyimlerimizin farkında olmamızla ilgilidir bir detay.
Peki Rave Yeni yılı bize ne gibi farkındalık potansiyelleri sunuyor ?
Bireysel deneyimlerimize uyanabiliriz. 2022, bilgiye değil deneyime dayalı kişisel bilgelik yılı. Eşsiz bilgelik, bildiklerimizle ilgili değildir; yaşadıklarımızı deneyimlemenin farkındalığıdır. 2022, deneyimi tanımanın yılı olacak.
Farkındalık, anda yaşamak ve mevcut olmak yoluyla gelir. Bilgelik, anda olma deneyimini fark ederek ortaya çıkar.
Yolunda gitmeyen temanın farkına varabiliyor muyum?
Hayatta kendim gibi var olabiliyor muyum?
Zihinimin yarattığı bir hikayeyi yakalayabiliyor muyum?
Dikkatim bedenimde mi?
Varlığı bu beden aracındayken fark edebilir miyim?
Bu yıl, son yirmi Rave Yılı içinde en çok bireysel kapıya sahip yıl. Bu yılki baskı, bireysel deneyimimize sıkı sıkıya bağlı kalmak üstüne. İnsanlar nesiller boyu derinden kabile, topluluk ve aile odaklı olmuştur ve farkındaysanız bu giderek değişmekte.
"Homojenleşmiş dünyada, farkındalıksız bireysellik kaostur." der reflektör hocam Dharmen. 2022 son derece bireysel bir yıl ve bu bireysel aktivasyonlar, melankoli getirir. Melankoli, farkındalıkla birlikte içe dönme ve içeride olanı sözlü olmayan yollarla keşfetme zamanı sağlar. Farkındalık olmadan, bireysellik koşullandırması depresyona yol açabilir.
Kararlarımızı Strateji ve Otoritene dayandırdığımızda, hayatımızda tatmin / başarı / huzur / sürpriz bulmak için artık başka birine bağımlı olmadığımızı fark ederiz. Bu deneyimde gerçekten özgürlük var. Kendi içimizdeki usta ve büyük rehber ile buluşma şansı var.
Koşullar ne olursa olsun, hayatın bu anda getirdiği her şeyi deneyimleyerek rahatlayabiliriz.
Başka diğer detaylar ve transitin diğer etkileri ile birlikte çok heyecan verici bir yıl olacak! Farklı hallerin gezegenimizde nasıl ortaya çıkacağını merak ediyorum. VE unutma, tüm bu geçişlerle gelen transitlerin koşullandırması SEN DEĞİLSİN. Eğer hayatını Strateji ve Otoritene göre yaşarsan, bu enerjinin içinden savrulmadan geçmek mümkün olur.
"Sürekli geçmiş yaşam öykülerine kapılıp geçmiş yaşamlarda neler olup bittiğini öğrenmek isteyen insanlarla tanışıyorum. Size şöyle anlatayım: Bütünlüğün işleyiş biçimi açısından, 1 numaralı diziden 40 numaralı diziye kadar olan her şey ön sevişmedir.
Hepsi bu kadar. Bu gerçek olan değidir. Hepsi yapı malzemesidir.Bu gerçek süreci başlatmak için gerekli olan tüm farklı şeyleri hazırlar ve gerçek süreç her zaman 41. adımla başlar.
Bu, tüm insan deneyimini başlatır.
Ve 41. adıma kadar olan her şey, bunu oluşturan tüm bileşenler, sürecin gerçekten ilerlemesi için hepsinin orada olması gerekir.“Başlamadan önce bir başlangıç vardı ve başlamadan önce başlangıcın bir doğası vardı” diye mistik bir sözüm var. Gerçek bu. Ve insanlığın gerçek doğasının, başlangıcın 40 adım olduğunu, ancak başlangıcın 41'de olduğunu anlamak çok önemlidir.
Bu tek “başlangıç” kodonudur. Bu, her şeyi, insanlığın gerçekten yapabileceklerinin muazzam çeşitliliğinin tüm hareketini başlatır.
Bir kanal olarak 41/30 hakkında bir şey hatırla. Bunların hepsi deneyimi başlatmak, deneyimsel yoldan başlamakla ilgilidir. Ancak 35, 36 ve 30'un hepsinin birinci geldiğini gördük; hayır 41. Ve 41'in içinde tüm temaların tüm olasılıkları yatar, sadece o sırada 30'da yanmakta olan şey değil, her türlü deneyim için potansiyel vardır. Hayal edebileceğiniz her şey, yapmayı deneyebileceğiniz her şeydir. Ve elbette, o noktaya kadar, insanlığın fantezisindeki inanılmaz çeşitlilik patlamasına hazır değiliz, çünkü 41. Kapı, fantezinin kapısıdır.
Herşey mümkün.
Bu bizim gerçek başlangıcımız.
Diğer her şey hazırlıktır.
Ve 41. kapıya adım attığımız an, gerçekten turun neyle ilgili olduğuna başlıyoruz. Bunu gerçekten yaşayabilme ve tüm süreci tamamlama sürecine başlıyoruz.
Sanki bu noktaya geliyorsun ve sana küçük bir rozet veriyorlar ve “Artık başlayabilirsin. Isınma egzersizlerini yaptın, şimdi başlayabilirsin." İşte bu gerçek bir başlangıç, olayların olmaya başladığı yer ve geçmişi unutmayarak olmaya başladıkları yer."
~Ra Uru Hu
İlkgün Amitabha
Human Design Analisti & Rehberi
© Copyright. All rights reserved.
We need your consent to load the translations
We use a third-party service to translate the website content that may collect data about your activity. Please review the details in the privacy policy and accept the service to view the translations.